top of page

McDonald's Türkiye'nin Sürdürülebilirlik Performansı


Günümüzde büyük fast food zincirleri, sadece lezzetli ve hızlı hizmet sunmakla kalmayıp, aynı zamanda çevresel ve toplumsal etkilerini azaltmaya yönelik adımlar atmak zorunda. Sürdürülebilirlik, gıda endüstrisinde giderek daha önemli hale gelirken, McDonald's gibi küresel markalar bu konuda ne kadar sorumluluk alıyor? McDonald's Türkiye, sürdürülebilirlik alanındaki performansını 2017 yılında yayınladığı sürdürülebilirlik raporuyla ortaya koydu. Ancak, dikkat çeken bir nokta var: En son sürdürülebilirlik raporunun 2017'de yayınlanmış olması, şirketin son 7 yılda bu konuda ne kadar ilerleme kaydettiğini görmemizi zorlaştırıyor. Güncellenmemiş raporlar, şeffaflık konusunda soru işaretleri yaratıyor ve McDonald's Türkiye'nin gerçekten ne kadar sürdürülebilir olduğuna dair şüpheleri beraberinde getiriyor.

Bu yazıda, McDonald's Türkiye'nin sürdürülebilirlik konusunda paylaştığı mevcut verilere dayanarak, ekonomik, çevresel ve sosyal performansını değerlendirecek ve ne kadar ileri gittiğini sorgulayacağız.


Ekonomik Performans


McDonald's Türkiye, büyük bir ekonomik gücün sahibi. 2017 yılında 840 milyon TL ciro elde eden şirket, %15 büyüyerek sektördeki gücünü korudu. Tedarik zinciri açısından ise %95 oranında yerel üreticilerle çalışması, ekonomiye olan katkısının bir göstergesi. Bununla birlikte, tedarikçileriyle yıllık 350 milyon TL'lik bir iş hacmine ulaşan McDonald's, doğrudan ve dolaylı olarak 66 bin kişinin hayatına dokunduğunu belirtiyor.

McDonald's Türkiye'nin çevre dostu uygulamaları incelendiğinde, elektrik ve su tüketimini azaltma yönünde adımlar attığı görülüyor. 2013 yılında restoran başına 307.556 kWh olan elektrik tüketimi, 2017'de 263.413 kWh'a düşmüş. Aynı şekilde su tüketimi de %7 oranında azalmış. Ancak, McDonald's'ın karbon ayak izini azaltma konusunda kat etmesi gereken uzun bir yol var.











Özellikle sığır eti üretimi, şirketin küresel sığır eti endüstrisinde büyük bir oyuncu olması nedeniyle büyük bir endişe kaynağı. Şirket, 39.000 restoranlık ağıyla dünya genelindeki toplam sığır eti tüketiminin %1-2'sine katkıda bulunuyor ve hala büyük ölçüde sığır etine güveniyor. Ancak, McDonald's'ın karbon ayak izini azaltma konusunda kat etmesi gereken uzun bir yol var. Özellikle sığır eti üretimi, şirketin küresel sığır eti endüstrisinde büyük bir oyuncu olması nedeniyle büyük bir endişe kaynağı. Çevre dostu menü seçeneklerini artırma çabasına rağmen şirket, 39.000 restoranlık ağıyla dünya genelindeki toplam sığır eti tüketiminin %1-2'sine katkıda bulunuyor ve hala büyük ölçüde sığır etine güveniyor.



Atık yönetimi konusunda ise kullanılan yağların %30'unun geri kazanılması ve ambalaj atıklarının %54' ü geri dönüştürülmesi olumlu gelişmelerdir. "Yeşil Tepsi" projesi gibi yeniliklerle karbon ayak izinin %50 oranında azaltılması hedeflenmiştir. Ancak, bu verilerin 2017 yılına ait olduğu düşünüldüğünde, günümüzde halen aynı uygulamaların devam edip etmediği belirsizdir. Ayırca McDonald's'ın kağıt pipet girişimi gibi bazı uygulamaları, geri dönüşüm sürecinde sorunlar yaratması nedeniyle halen eleştirilmekte. Bu tür hatalar, sürdürülebilirlik konusundaki taahhütlerin pratikte ne kadar etkili olduğuna dair soru işaretleri doğuruyor.



McDonald's Türkiye, tedarik zincirini dünya standartlarına uygun olarak şekillendirdiğini söylüyor. Herkese Açık Mutfak uygulamasıyla, dileyen herkes restoranların mutfağını ziyaret edebiliyor. Ancak, son yıllarda bu uygulamanın ne kadar aktif olduğuna dair bir bilgi paylaşılmıyor.

McDonald's, istihdam politikalarıyla da dikkat çekiyor. 2024 yılı itibariyle şirketin çalışanlarının %74'ü erkek, %26'sı kadın. Yaş gruplarına bakıldığında ise çalışanların %58'i 30 yaş ve altı, %6'sı 31-55 yaş arası erkek, %16'sı ise 31-55 yaş arası kadın. Bu oranlar, McDonald's'ın genç çalışanlara ağırlık verdiğini, ancak uzun vadeli kariyer planlaması açısından belirsizlikler taşıdığını gösteriyor. Genç iş gücüne yönelik bu eğilim, yüksek devir oranları ve düşük iş güvencesi gibi sorunları da beraberinde getirebilir. Kadın çalışan oranının düşük olması fast food sektöründe toplumsal cinsiyet eşitliği açısından yetersiz bir tabloya işaret ediyor.

Öte yandan, McDonald's toplumsal fayda projelerine yatırım yaparak imajını güçlendirmeye çalışıyor. McDonald's Çocuk Vakfı’na yapılan 2 milyon TL'lik yatırım sayesinde 250 bin çocuğa yardım edildiği belirtiliyor.

Sonuç: McDonald's Türkiye Gerçekten Sürdürülebilir mi?

McDonald's Türkiye'nin 2017 yılında yayınladığı verilere bakıldığında, çevresel ve sosyal sorumluluklar konusunda belirli adımlar attığı görülse de, en önemli eksiklik güncel verilerin olmaması. Sürdürülebilirlik, sürekli gelişimi ve şeffaflığı gerektirir. McDonald's Türkiye, 7 yıldır yeni bir rapor yayınlamayarak bu konudaki şeffaflığını sürdüremiyor gibi görünüyor.






 
 
 

Comments


bottom of page